Türkiye, Yeşil Enerjide Vites Yükseltti: Kurulu Güçte Yenilenebilir Enerjinin Payı %60'ı Aştı
Ankara - Türkiye, son yıllarda attığı adımlarla yeşil enerji dönüşümünde önemli bir ivme yakaladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın açıkladığı son verilere göre, ülkenin toplam elektrik kurulu gücünde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı %60'ı aşarak tarihi bir seviyeye ulaştı.
Bu başarıda, özellikle güneş ve rüzgar enerjisi santrallerindeki kapasite artışları başrolü oynarken, yeni yasal düzenlemeler ve iddialı hedefler Türkiye'nin bu alandaki kararlılığını ortaya koyuyor.
Kurulu Güçte Son Durum ve Hedefler
2025 yılı yaz ayları itibarıyla Türkiye'nin yenilenebilir enerji kurulu gücü, hidrolik, güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütle santralleriyle birlikte etkileyici bir büyüklüğe erişti. Mayıs 2025 sonu verilerine göre, hidrolikte 32,284 MW, rüzgarda 13,391 MW, güneşte 22,648 MW, jeotermalde 1,734 MW ve biyokütlede 2,435 MW'lık kapasiteye ulaşıldı. Bu rakamlar, Türkiye'nin toplam kurulu gücünün %60,8'inin temiz kaynaklardan sağlandığı anlamına geliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünü 2035 yılına kadar 120,000 MW'a çıkarma gibi oldukça iddialı bir hedefi olduğunu belirtti. Bu hedefe ulaşmak için yaklaşık 80 milyar dolarlık bir yatırım öngörülüyor. Bu kapsamda, her yıl düzenli olarak Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri gerçekleştirilecek. Nitekim, 2025 yılının son çeyreğinde güneş ve rüzgar enerjisi için yeni YEKA ihalelerinin yapılması planlanıyor.
Yasal Altyapı Güçleniyor: İklim Kanunu ve Yerel Kalkınma Hamlesi
Türkiye'nin yeşil enerji hamlesini destekleyen en önemli adımlardan biri, Temmuz 2025'te yürürlüğe giren ilk kapsamlı İklim Kanunu oldu. Bu kanun, ülkenin "net sıfır emisyon" hedefine ulaşması doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltılması, karbon fiyatlandırma mekanizmalarının oluşturulması ve yeşil taksonomi gibi konularda yasal bir çerçeve sunuyor. Kanunun, özellikle sanayide ve enerji üretiminde yeşil dönüşümü hızlandırması ve sürdürülebilir finansmana erişimi kolaylaştırması bekleniyor.
İklim Kanunu ile birlikte hayata geçirilen "Yerel Kalkınma Hamlesi" ise 15 şehirde yenilenebilir enerji projeleri için yeni yatırım fırsatları sunarak, yerel dinamikleri de yeşil dönüşümün bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.
Geleceğin Enerjisi: Yeşil Hidrojen Stratejisi
Türkiye, sadece mevcut yenilenebilir enerji teknolojilerine odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin enerji taşıyıcısı olarak görülen yeşil hidrojen konusunda da stratejik adımlar atıyor. "Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası" belgesiyle, ülkenin bu alandaki vizyonu net bir şekilde ortaya konulmuş durumda.
Belirlenen hedeflere göre, yeşil hidrojen üretim maliyetinin 2035 yılına kadar kilogram başına 2,4 doların, 2053'e kadar ise 1,2 doların altına düşürülmesi amaçlanıyor. Elektrolizör kurulu güç kapasitesinin ise 2030'da 2 GW'a, 2035'te 5 GW'a ve net sıfır emisyon hedefinin benimsendiği 2053 yılında ise 70 GW'a ulaşması hedefleniyor. Bu strateji, Türkiye'nin enerji bağımsızlığını artırmanın yanı sıra, gelecekte önemli bir yeşil hidrojen ihracatçısı konumuna gelme potansiyelini de barındırıyor.
Bu gelişmeler ışığında Türkiye'nin, iklim değişikliğiyle mücadele ve enerji arz güvenliğini sağlama hedefleri doğrultusunda yeşil enerjiye yaptığı yatırımları ve reformları kararlılıkla sürdüreceği öngörülüyor.
